Oturduğu köşeden bütün olan biteni izliyordu; karısının sırtını sıvazlayan adamın sert elleri, tenine yapışmış ter ve acımasız nefes alışları odaya sinmişti. O güzel İspanyol karısının gözlerinde sanki yeni bir ateş yanıyordu, kendinden geçmenin verdiği vahşi bir hazla adamın kocaman yaraklı elini amcığının içine gömmesine izin veriyordu. Kocasının bakışları arasında, hiç utanmadan, sakso çekerek onu delirtiyordu. Her seferinde çiviler gibi saplanan kalınlığı daha da derinlere itiyor, amcığını esnetip genişletiyordu. Adamın gürültülü folloş sesiyle odadaki hava iyice ağırlaşırken, karısı bu zulmün içinde yavaş yavaş çözülüyordu.
Kocası donup kalmıştı; altına etekliğini bürümüş kadını başka birinin köklediğini düşünmek onun için dayanılmazdı ama titreyen vücudu ve kıçına gömülen o kalınlık karşısında hiçbir şey yapamıyordu. Kadının her iniltiyi canlı canlı içine çekip, başka adamdan dayak yiyen amcığını şiddetle arzulaması kafasını dağıtıyor, hayal kırıklığıyla doluyordu. Gözleri dolu doluydu, ama karısı yerleşmişti bile; gürleyen ve hızlı hızlı hareket eden yarak derisi amcığını parçalayıp içine akarken kadın öyle vahşi bir şekilde inliyordu ki adam adeta çıldırıyordu. Saksoyu bırakıp artık sadece köklemenin sesleri duyuluyor; her sokuşta kadının kıç kasları sıkışıyor ve çıt çıtır çatlayarak yarak boyunun dibine kadar kayıyordu.
O an geldiğinde tüm bastırılmış öfke ve hasret birleşmişti; kadın çılgınca bağırırken duvara yaslandı ve arkaya doğru devrildiğinde adamın sert kökü en dibi deldiği an amcık deli gibi kasılıp içten dışa boşalmaya başladı. Kadının gırtlağından çıkan hırıltılar odayı dolduruyor, köklüğün ritmine uyuyordu. Sonra adam yavaşlayıp dışarı çekildikçe kadının ıslaklığı yere damlıyor, kocasının donuk bakışları arasında o pislik devam ediyordu; başka birinin kızı nasıl böyle teslim alabileceğine inanamayan adam çaresizce kenara çekilip yaşadığı aşağılanmanın zehrini yutuyordu.